1 Aralık 2010 Çarşamba

DNA'nın kendini eşlemesi

DNA REPLİKASYONU
Watson ve Crick, oğul DNA molekülündeki zincirlerden birinin yeni sentezlendiğini ve diğerinin ana DNA molekülünden geldiğini ileri sürdüler. Yani DNA molekülünden bir başka DNA molekülünün sentezlenmesinde zincirlerin yarısı korunmakta ve diğer yarısı yeniden sentezlenmektedir. Bu yüzden DNA eşleşmesi olayı semikonservatiftir. Matthew Meselson ve Franklin Stahl tarafından bu hipotezi desteklemek amacıyla yapılan bir denemede azot kaynağı, olarak yalnız 15NH4C1 ihtiva eden bir ortamda E.coli birçok nesil üretilmiş, ardından bakteriler hemen normal azotlu (I4N) bir ortama transfer edilmiştir. Birbirini takip eden replikasyonlarda elde edilen DNA'lardaki I4N ve l5N dağılımı dansite gradientli denge sedimentasyonu metodu ile belirlenmiştir. l5NH4Cl’lü ortamda üretilen ve bütün DNA'lardaki azotların 15N ile işaretlendiği farzedilen E.colilerin, l4N'lü ortamdaki ilk nesillerine A1, ikinci nesillerine A2 denilirse, bunlardan elde edilen DNA'ların dansite gradientli denge sedimentasyonu sonuçları Şekil 1'de özetlenmiştir.

DNA

 Deoksiribonükleik asit ya da kısaca DNA, tüm hücreli canlıların ve bazı virüslerin biyolojik gelişimleri için gerekli genetik bilgiyi taşıyan bir çeşit nükleik asittir. DNA, canlının özelliklerinin soydan soya geçmesini sağladığı için bazen kalıtım molekülü olarak da adlandırılır.
Bakterilerde ve diğer basit hücreli canlılarda DNA hücrenin içinde dağınık biçimde bulunur. Hayvanları ve bitkileri oluşturan daha karmaşık hücrelerde ise DNA'nın çoğu hücre çekirdeğindeki kromozomlarda bulunur. Enerji üreten kloroplast ve mitokondri organellerinde ve pek çok virüste de bir miktar DNA bulunur.

11 Kasım 2010 Perşembe

AİDS

Hastalığın ortaya çıkmasında dünya bilim topluluğunun ocak 1983’te hastalığa yol açan LAV virüsünün (sonradan bu virüsün adı HİV olarak değiştirildi) bulunduğunu onaylamasına kadar dört yıl geçmiştir. İlk AİDS vakalarının ortaya çıkmasından yirmi yıl sonra, tıbbın salgın karşısındaki tavrı, hastayı ön plana alan köklü bir değişim geçirmiştir. Bugün mucize bir ilacın hâlâ bulunmamış olması, hastalığın yayılmasını engelleme çabalarının koruyucu önlemlerde yoğunlaşmasına neden olmaktadır.

İlk AİDS vakaları 1979’da ABD’de Kaliforniya’da ve New York’ta kaydedildi: hastalar hep eşcinseller ve gençlerdi. Bu ilk gözlem, hastalığın toplumsal algılanması üzerinde çok tehlikeli ve ağır bir etki yarattı. Ama çok geçmeden hastalık eşcinsel olmayanlarda da bulundu, ama bu defa da eroinmanlar, hemofili hastaları ve kan nakli

26 Ekim 2010 Salı

Basur Hastalığı

Tıpta hemoroid, halk arasında mayasıl da denir. Makat veya anüsteki varisleşen toplardamar yumağının şişmesidir.

Basur, makat bölgesindeki damarların genişlemesi yani varisidir. Basurun başlıca nedeni kabızlıktır ve genetik sebepler taşımaktadır. Basurlu hastaların birçoğunda uzun süren kabızlık dönemi vardır ve ailede birçok basurlu birey bulunmaktadır. Basur hastalığı toplumda çok yaygın bulunmaktadır.

Gut hastalığı

Gut metabolik bir eklem hastalığıdır. Damarda protein metabolizmasının son ürünlerinden biri olan ürik asit artışı ile karakterizedir. Artan ürik asit özellikle eklemlerde birikerek ağrı ve iltihaba yol açar. Kralların hastalığı ve hastalıkların kralı olarak da bilinir. Fatih Sultan Mehmed Han'ın ve Osman Gazi'nin ölümüne sebep olduğu söylenir. Dalmaçyalılar gut hastalığına yakalanmayan tek köpek cinsidir. Tüm romatizma türleri içerisinde en ağrılı olanıdır. Alkollü içecekler de gut hastalığı oluşumunda önemli bir etkendir. Hastalıkta eklem ağrıları görülür. Gut hastalarının protein ağırlıklı beslenmeleri krizi tetikleyebilir.