2 Ekim 2010 Cumartesi

Angina pektoris

Angina pektoris, kalbin oksijensiz kalmasıdır.

Miyokardın kas lifleri arasında duyu ve ağrıyla ilişkili çok sayıda afferent lif bulunur. Koroner arterlerin kısmi olarak tıkanması miyokarda gelen oksijen miktarını azaltır ve ağrıya neden olur. Koroner arterlerdeki ateroskleroz sonucu miyokard iskemisine bağlı olarak nöbetler halinde görülen, göğüste ağrı ile belirgin durum. Bu hastalık çoğu kez fiziksel egzersiz, heyecanlanma, aşırı sigara kullanımını takiben gelişir. Birkaç dakika süren ve bazen sol omuz ve sol kola yayılan ağrı, hasta istirahat ettiği veya dil altı nitrogliserin ya da izosorbid dinitrat (isordil) tableti alındığında geçer.

Kalp ritmi bozuklukları

Kalp ritim bozuklukları, kesin tedavisinin olmamasına karşın günümüzde aşırı kirlilik yoğun stres gibi durumların bu tür rahatsızlıkları önemli ölçüde artırdığı görülmüştür.

Kalpte oluşan düzensiz hareketler özellikle dolaşım sistemini önemli ölçüde etkilemekte ve tansiyonda bozukluklar görülmektedir. Bu rahatsızlığın giderilmesinde stresten uzak ve bol oksijenli havalarda dolaşılması sigara, alkol, uyuşturucu gibi alışkanlıklardan şiddetle kaçınınması gerekmektedir. Bu rahatsızlar hastalarda önemli ölçüde psikolojik rahatsızlıkları da getirmektedir. Bunların başında panik atak kalbin aniden durabileceği ve ölüm korkusu gibi ruhsal bozukluklarıda tetiklemektedir.

Kalp yetmezliği

İçerik : Kalp yetmezliği, Sol kalp yetmezliği, Sağ kalp yetmezliği, Konjestif Kalp Hastalığı
 
Kalp yetmezliği, kalbin sağ, sol veya her iki karıncığının; içindeki kanı, her vuruşunda muntazaman boşaltamaması şeklinde ortaya çıkar.

Üç şekilde görülür:

* Sol kalp yetmezliği: Hastada nefes darlığı ve kuru öksürük vardır. Geceleri daha zor nefes alır. Çarpıntı, baygınlık ve terleme görülebilir. Buna kalp astımı adı verilir. Nedeni; aort veya mitral kapaklarının hastalanması veya

Kalp çarpıntısı

Kalp çarpıntısı, kalbin hızlı güçlü ya da düzensiz çalışması.

Kalp çarpıntısı çoğunlukla sinirsel bir durumdur; kişinin ya kalp hastalığı korkusuyla ya da duygusal bozukluklar sonucu, kendi kalp etkinliğiyle aşırı ilgilenmesi sonucu ortaya çıkar.

Kalp çarpıntısı, kalbin ve kevgir bezi gibi başka organların bazı organik hastalıkların belirtisi de olabilir. Sinüs taşikardisi, kalbin dakikada 100'den çok atmasıyla nitelendirilen bir bozukluktur. Genellikle aşamalı olarak ortaya çıkar. Erken karıncık kasılması, kalbin sektiği biçiminde asılsız bir vuruş duygusu uyandırır; bunun nedeni kalp karıncıkları, önceki kasılmanın

Kalp kası

Kalp kası, Kalbin 3 katmanından biri olan myocardium'dur.Yapı bakımından çizgili kasa benzese de çalışması çizgili kas gibi isteğimizle değil, istemsizdir (otonom).Bu mekanizma kalbin kendi iç uyarımı sayesinde olmakta ve bu uyarımın esas iki öğesi bulunmaktadır.Bunlar Atrio-ventrikuler düğüm ve Sinoatriyal düğümlerdir.Her ne kadar kalp kendi iç uyarım sistemi ile çalışsa da neticede kalp kasılma gücü ve kalp atım hızı otonom sistem tarafınca kontrol edilmektedir.Bu sistem ise nöro-humoral bir mekanizmadır.Hormonların da kalp atımı üzerine olan etkisi otonom sinir sistemi tarafından regüle edildiği gibi Epinefrin gibi hormonlar direkt olarak kalbin frekansını artırabilir. Kasın çalışması kontrolü sinir sistemiyle olmaktadır.Bu sinirler kalp kası içerisine yerleşmiş Purkinje Telleri'dir.

Kalp

Kalp veya yürek (Arapça: قلب kalb; Latince: cor ; Yunanca: Καρδιά = kardia), kalp kası olarak bilinen özel bir tip çizgili kastan oluşmuş kendiliğinden kasılma özelliğine sahip kuvvetli bir pompadır.

Metabolizma faaliyetleri sonucunda oluşan artık ürünlerin de vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gerekir. Bütün bu işlemleri kalp ve damarlardan oluşan dolaşım sistemi yapar.

1 Ekim 2010 Cuma

Yumurtalık tüpü kanseri

Yumurtalık tüpü kanseri fallop tüpleri kökenli habis bir neoplazmadır (ur, anormal bir yeni büyüme). Yumurtalık tüpü kanseri jinekolojik kanser vakalarının ancak % 1-2’sini oluşturan, nispeten nadir görülen bir kanser türüdür. Demografik dağılımı yumurtalık kanserinin demografik dağılımıyla aynıdır, daha çok 60 ile 79 yaşları arasındaki kadınlarda görülür.

Yumurtalık kanseri

Yumurtalık kanseri kadın üreme organlarında görülen kanser türlerinden biri olup en zor tedavi edilenidir. Çoğunlukla yumurtalıkların yüzey tabakasından itibaren gelişir. Yumurtalık kanserinin en yaygın türleri üst yüzey tabakasında rastlanan epitelyal türü ve yumurta hücrelerinde rastlanan, üreme hücresi tümörüne neden olan türdür. Yumurtalık kanserinin tedavisine geç başlanmasındaki önemli bir neden olarak, başladığında önemli bir şikayete neden olmaması gösterilir. Başlangıçta genellikle hiçbir belirti olmazken, hastalığın son

Tiroid kanseri

Tiroid kanseri tiroid bezinde oluşan kanser türüdür.

Belirtiler

Genellikle tiroid kanserinin ilk belirtisi boynun tiroid bölgesinde oluşan bir yumrudur ancak sadece bunların çok azı (%5 kadar) kötü huyludur. Bazen ilk işaret büyümüş bir lenf düğümüdür. Varolan bazı diğer belirtiler ise ağrı, seste değişme ve hipertiroid ya da hipotiroiddir.

Skuamöz hücreli karsinom Kanseri

Skuamöz hücreli karsinom (SCC), ya da yassı hücreli karsinom bir kanser çeşidi olan karsinomun alttiplerin olup birçok organdan köken alabilir. Bu organlardan birkaçı; cilt, akciğer, dudak, ağız, mesane, vajina, serviks (rahim ağzı) olup örnekler artırılabilir.

cilt kanserleri içerisinde bazal hücreli karsinomadan sonra 2. en yaygın cilt kanserlerinden biridir. Epidermiste cildin en üst tabakasını oluşturan skuamöz hücrelerden kaynaklanir.

Rahim ağzı kanseri

Serviks kanseri, servikal kanser ya da rahim ağzı kanseri, rahim ağzının (servikal alanın) habis (kötücül) kanseridir. Serviks kanseri, epitelden köken alan habis tümör, yani karsinomdur. İlk belirtisi vajinal kanama olabilir, ama iyice ilerleyene kadar bir belirti göstermeme durumu da söz konusudur. Tedavisi, erken evrelerde ameliyat, ileri aşamalarda kemoterapi ve radyoterapidir.

Serviks kanseri; dünya üzerinde her 2 dakikada bir kadının ölümüne neden olan ve değişik ülkelerde yapılan çalışmalarda kadınlarda meme kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanserdir.

Prostat kanseri

Prostat kanseri, erkek üreme sistemine bağlı bir salgı bezi olan prostat'ta kanser gelişmesiyle oluşan bir hastalıktır. Kanser, prostat hücreleri değişime uğradığında ve kontrol dışı çoğalmaya başladığında olur. Bu hücreler zamanla prostattan vücudun diğer bölgelerine de, özellikle kemiklere ve lenflere yayılabilir (Metastaz). Prostat kanseri ağrı, idrara çıkma zorluğu ve ereksiyona bağlı işlev bozuklukları gibi belirtilere neden olarabilir. Buna rağmen, bu semptomlar sadece hastalığın ilerleyen evrelerinde görülür.

Pankreas kanseri

Pankreas kanseri, yağ ve proteinlerin sindirilmesine yardımcı olan enzimlerin üretilmesi ve aralarında insülinin de bulunduğu hormonları salgılamak gibi temel işlevleri bulunan pankreastaki sağlıklı hücreler anormalleşerek hızla çoğalmaları sonucu ortaya çıkan hastalık. Anormal hücreler, pankreas'ta kist olarak adlandırılan bir kütle meydana getirirler.

Belirtileri

Sarılık, karaciğer büyümesi, sindirim güçlüğü, kilo kaybı, ağrı, iştahsızlık, kaşıntı, diabetes mellitus, bulantı, karında hassasiyet, karın boşluğunda sıvı birikmesi.

Osteosarkom Kanseri

Osteosarkom (ICD-10: C40-C41): kemik yapılarını üreten hücrelerden oluşan sarkom.Osteosarkomlar kemiklere özgü kötücül urların en sık görülenleridir. Ağrı genellikle ilk belirtidir; radyografide pek açık seçik olmayan ve saman alevi denen yırtık görünüşte bir alan ve bir kemik zarı mahmuzu görülür.

Tedavisi

Ancak dokubilimsel inceleme ile teşhis konabilir. Karyolitik ilaçlar bu urların gidişini iyileştirmiştir.

Nöroblastom Kanseri

Nöroblastom (ya da nöroblastoma), sinir hücrelerinden çıkan tümördür.

Genellikle bir yaş altı bebeklerde görülen bu ur (tümör), çocuk yaşlarda görülen kanser türlerinin yaklaşık % 10'luk bir kısmını oluşturur.

Primitif (primordial) nöral krest hücrelerinden kaynaklanan nörblastomun, biyolojik davranışında değişkenlik sunması nedeniyle, agresif bir yol izlemesinden dolayı prognoz (hastalığın sonucu, geleceği hakkında tahmini yaklaşım) sağaltımı (tedavisi) sorunlu olabilmektedir.

29 Eylül 2010 Çarşamba

Mültipl miyelom Kanseri

Mültipl Miyelom (MM, Çoklu/Maltipıl Miyeloma veya Kahler hastalığı olarak da bilir); plazmositlerin diğer adıyla plazma B lenfositlerinin kanseridir. Bu hücreler yüksek miktarda antikor üretirler ve bağışıklık sistemi için çok önemlidirler.

Plazmositler kemik iliğinde üretildiklerinden Mültipl miyelom aynı zamanda "Kemik iliği kanseri" olarak da bilinir. Ancak kemik iliği kanseri daha geniş bir terimdir ve de başka kanser türlerlerini de kapsar.

Mide kanseri

Mide kanseri veya gastrik kanser, sindirim sistemi organlarından midenin herhangi bir parçasından gelişebilen bir kanser türü. Başta yemek borusu ve ince bağırsak olmak üzere başka organlara da metastaz yapabilir. Mortalite oranlarına göre kadınlarda 3., erkeklerde 2. kanser türüdür. Tüm dünyada her yıl yaklaşık 900.000 insan mide kanseri nedeniyle ölmektedir

Mezotelyoma Kanseri

Mezotelyoma, temel olarak halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle bilinen asbestin yol açtığı akciğer zarı ve karın zarı kanserine verilen addır.

Batı ülkelerinde yılda her bir milyon kişinin 1-2'sinde saptanan mezotelyoma, ülkemizde yılda en az 500 kişide görülmektedir. Bu sıklığın sebebi de asbestin Anadolu'nun birçok yöresinde bulunması ve halkımız tarafından bilinçsizce kullanılmasına bağlanılabilir. Asbest köylerde evleri badana yapmak için veya küçük çocuklarda

Lenfoma Kanseri

Lenfomalar bağışıklık sisteminin urlarıdır. Lenf düğümlerinde çıkan, ve lenfositlerden oluşan urların tümüne lenfoma denir. Son geçen yüzyılda ve günümüzde bağışıklık sistemi üzerine süren çalışmalar bu kötücül urların daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Lenfomaların yalnızca altında yatan nedenleri ve oluşma süreçleri değil, aynı zamanda sağaltımları konusunda da önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Günümüzde Hodgkin dışı lenfoma olan her hasta için uygun bir sağaltım yöntemi bulunmaktadır.

Leiyomiyom Kanseri

Leyomiyom, düz kas hücre dokularında görülen tümörlere verilen isimdir. Leyomiyomlar hemen hemen her organda görülebildiği gibi, daha çok rahim, ince bağırsak ve yemek borusunda rastlanır. Tedavisi mümkün olan leyomiyomlar, kemoterapi sayesinde tümör büyüklüklerine göre birkaç ay içinde düzelebilmektedir.

28 Eylül 2010 Salı

Kondrom Kanseri

Kondrom kıkırdak dokusundan oluşmuş iyi huylu bir tümördür. Yuvarlak çıkıntı biçiminde ortaya çıkar. Sık görülen, zararsız olmakla birlikte kimi zaman biçim ve çalışma bozukluğuna yol açabilen bir tümördür. Bu tümörün hücreleri (kondrositler, kıkırdak dokusu hücreleri) normal hücrelere benzer.

Kondromlar göğüs duvarı iyi huylu lezyonlarının %15’ini oluştururlar. Özellikle anterior göğüs duvarında görülürler. Kemik içinde yer alanlara enkondrom, dışında yer alanlara periosteal (jukstakortikal) kondrom denir. El parmaklarında en sık rastlanan kemik tümörü bunlardır.

Karsinom Kanseri

Karsinom veya karsinoma, tıpta, epitel veya bezsel dokularda oluşan herhangi bir kanser, habis tümöral kütleye verilen isimdir. Tanıma göre karsinomlar etraftaki doku ve organları işgal eder ve lenf düğümlerine ve distal (merkezden uzak) noktalara yayılabilir (metastaz).

Karsinom tipleri

* Adenokarsinom
* Skuamöz hücreli karsinom
* Küçük hücreli karsinom
* Büyük hücreli karsinom

Kalın bağırsak kanseri

Kalın bağırsak kanseri veya kolorektal kanser kalın bağırsak, rektum ve apandiste görülen kanserli büyümeleri kapsar. Batı dünyasında en sık rastlanan üçüncü kanser tipi ve ölüme yol açan kanserler arasında ikinci sıradadır. Çoğunlukla kalın bağırsakta meydana gelen adenom poliplerden ortaya çıkar.

Kalın bağırsak kanseri her yaşta görülmesine karşın, hastaların % 90'ından fazlası, kırk yaş ve üzerindedir. Bu yaştan itibaren her on yılda risk yaklaşık iki katına çıkar. Ailesinde kalın bağırsak kanseri veya kalın bağırsak polipi bulunanlar ve ülseratif kolit hastalığı olanlarda risk artar.

Hepatosellüler karsinom

Hepatosellüler karsinom (HCC) karaciğerin primer kanseri.

Genelde sirotik karaciğer zemininde gelişen, nodüler lezyonlarla karakterize, karaciğerin malign (kötücül) neoplazisidir. HCC, dünyada en çok görülen kanser türleri arasında 5. sıklıkta, mortalitesi ise 3. sıklıkta yer almaktadır. En sık 50 ila 70 yaşlarında görülür. Hepatit C enfeksiyonları, hepatit B enfeksiyonları, siroz başta olmak üzere; alkolik karaciğer hastalığı, tirozinemi, hemokromatozis de HCC gelişimi için risk faktörleridir. HCC'nin başlangıcı genelde sinsi bir süreçtir ve 3 yıldan uzun bir süre tanı almayabilir. Tanı alan hastaların ise ortalama yaşam süreleri 5 yıldır.

Fibrom

Fibrom, iyi huylu bağ dokusu urudur. Genellikle iyi huylu bir tümör olarak bilinir. İlaç veya başka bir tedavi şekliyle tedavisi mümkün olmayan ancak ve ancak cerrahi müdehale ile vucüttan alınarak patalojik inceleme sonucu türü anlaşılan bir tür tümördür. Piyasada adı farklı şekillerde alternatif tedavi yöntemleri ile geçeceği şeklinde birtakım tavsiyeler duyabilirsiniz ancak bunların hiçbir faydası olmayacaktır küçük bir cerrahi işlem sonucu kurtulabileceğiniz bir hastalıktır.

27 Eylül 2010 Pazartesi

Adenom Kanseri

Adenom veya adenoma bezsel kökenli (orijinli) olan veya bezsel bir yapıda meydana gelen iyicil (benign) tümördür. Adenomlar kolon, adrenal, hipofiz, tiroid dahil birçok organda ortaya çıkabilirler. Her ne kadar adenomlar iyicil tümörler olsalar da, kötücül (habis, malignant) tümöre çevrilebilirler ve böyle olduklarında artık adenokarsinom diye anılırlar.

Adenokarsinom Kanseri

Adenokarsinom bezsel dokularda ortaya çıkan bir karsinom türüdür. Adenokarsinom olarak sınıflandırılabilmesi için hücrelerin bir beze ait olması gerekmez, salgılayıcı özelliklere sahip olabilmeleri yeterlidir. Başta adenom olarak oluşabilir (yani iyicil bir bezsel tümör olarak).

Bu karsinom tipi insanlar dışında diğer yüksek memelilerde de ortaya çıkabilir.

26 Eylül 2010 Pazar

Cilt kanseri

Cilt kanseri veya deri kanseri, birçok nedenden dolayı ciltte oluşan kötücül (malignant) büyümedir. Cilt kanseri genellikle epidermiste (derinin en üst tabakası) gelişir ve dolayısıyla tümör açıkça görülebilir. Bu da cilt kanserlerinin erken aşamada keşfedilmelerini sağlar. Cilt kanserinin üç yaygın türü vardır: bazal hücre karsinom (basal cell carcinoma), yassı hücreli karsinom (squamous cell carcinoma) ve malignant melanom. Bunların her biri ortaya çıktığı deri hücresinin adını almıştır. Güneş ışığı ve diğer morötesi (UV) ışınımlarından uzak kalarak, güneşin etkilerine karşı koruyucu giysiler giyerek ve güneş kremi kullanarak UV ışınımının sebep olduğu kanserlerin riskini önemli ölçüde azaltmak mümkündür.

Lösemi - Kan Kanseri

Lösemi , kan hücrelerinin özellikle de akyuvarların normalin üzerinde çoğalması ile kendini gösteren bir kanser türüdür. Yüksek sayıdaki olgunlaşmamış ve malign hücrelerin normal ilik hücrelerinin yerini alması ile iliklerde hasar meydana gelir. Böylece kan pıhtılaşmasında rol oynayan plateletler ve savunmada rol oynayan lökositlerin sayısı azalmaya başlar. Bu da lösemi hastalarında zedelenmelerin ve kanamaların yoğun görülmesine, hastaların kolay enfeksiyon kapmasına neden olur. Savunma mekanizması zayıflar. İleri aşamalarda kırmızı kan hücresi eksikliği anemiye, nefes darlığına neden olabilir. Bunun dışında zayıflık ve yorgunluk, ateş, bazı nörolojik semptomlar, dişetlerinde şişkinlik ve kanamalar gibi belirtileri de vardır.

Meme kanseri

Meme kanseri meme hücrelerinde başlayan kanser türüdür. Akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türüdür. Her 8 kadından birinin hayatının belirli bir zamanında meme kanserine yakalanacağı bildirilmektedir. Erkeklerde de görülmekle beraber, kadın vakaları erkek vakalarından 100 kat fazladır. 1970'lerden bu yana meme kanserinin görülme sıklığında artış yaşanmaktadır ve bu artışa modern, Batılı yaşam tarzı sebep olarak gösterilmektedir. Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde görülme sıklığı, dünyanın diğer bölgelerinde görülme sıklığından daha fazladır.