11 Kasım 2010 Perşembe

AİDS

Hastalığın ortaya çıkmasında dünya bilim topluluğunun ocak 1983’te hastalığa yol açan LAV virüsünün (sonradan bu virüsün adı HİV olarak değiştirildi) bulunduğunu onaylamasına kadar dört yıl geçmiştir. İlk AİDS vakalarının ortaya çıkmasından yirmi yıl sonra, tıbbın salgın karşısındaki tavrı, hastayı ön plana alan köklü bir değişim geçirmiştir. Bugün mucize bir ilacın hâlâ bulunmamış olması, hastalığın yayılmasını engelleme çabalarının koruyucu önlemlerde yoğunlaşmasına neden olmaktadır.

İlk AİDS vakaları 1979’da ABD’de Kaliforniya’da ve New York’ta kaydedildi: hastalar hep eşcinseller ve gençlerdi. Bu ilk gözlem, hastalığın toplumsal algılanması üzerinde çok tehlikeli ve ağır bir etki yarattı. Ama çok geçmeden hastalık eşcinsel olmayanlarda da bulundu, ama bu defa da eroinmanlar, hemofili hastaları ve kan nakli

26 Ekim 2010 Salı

Basur Hastalığı

Tıpta hemoroid, halk arasında mayasıl da denir. Makat veya anüsteki varisleşen toplardamar yumağının şişmesidir.

Basur, makat bölgesindeki damarların genişlemesi yani varisidir. Basurun başlıca nedeni kabızlıktır ve genetik sebepler taşımaktadır. Basurlu hastaların birçoğunda uzun süren kabızlık dönemi vardır ve ailede birçok basurlu birey bulunmaktadır. Basur hastalığı toplumda çok yaygın bulunmaktadır.

Gut hastalığı

Gut metabolik bir eklem hastalığıdır. Damarda protein metabolizmasının son ürünlerinden biri olan ürik asit artışı ile karakterizedir. Artan ürik asit özellikle eklemlerde birikerek ağrı ve iltihaba yol açar. Kralların hastalığı ve hastalıkların kralı olarak da bilinir. Fatih Sultan Mehmed Han'ın ve Osman Gazi'nin ölümüne sebep olduğu söylenir. Dalmaçyalılar gut hastalığına yakalanmayan tek köpek cinsidir. Tüm romatizma türleri içerisinde en ağrılı olanıdır. Alkollü içecekler de gut hastalığı oluşumunda önemli bir etkendir. Hastalıkta eklem ağrıları görülür. Gut hastalarının protein ağırlıklı beslenmeleri krizi tetikleyebilir.

3 Ekim 2010 Pazar

Safra kesesi

Safra kesesi, karaciğerden salgılanan safranın toplandığı, karacigerin alt kısmında bulunan torba şeklinde bir organdır. Kesenin görevi, safrayı depolayıp, yoğunlaştırmak, ve gerekli aralıklarla oniki parmak bağırsağına safra salgılamaktır.

Safra kesesi iltihabı, safra kesesi taşlarının neden olduğu bir çeşit iltihaplanmadır. Tıp dilinde kolesistit denir. İki çeşidi vardır. Müzmin safra kesesi iltihabında safra kesesi büzülür, gereği gibi çalışamaz hale gelir. Ayrıca sürekli safra salgısı kese hacminin artmasına neden olur. Hastanın

Siroz

Siroz; karaciğer fonksiyonlarının kaybıyla sonuçlanan, normalde karaciğerde bulunan lobül işlevsel birimlerinin sertleşme ve nebdeleşme ile yerini geridönüşümsüz fibrozis dokusunun aldığı patolojik duruma verilen addır. Ancak bu terim hemen her zaman kronik karaciğer iltihabı için kullanılır.

Siroz sözcüğü Antik Yunanca'da portakal sarısı ya da koyu sarı renk anlamına gelen "scirrhus" sözcüğünden kaynaklanmakla birlikte ilk defa 1826 yılında Laennec tarafından kullanılmıştır.